17 Haziran, 2007

ode to joy

my dear rabbit!
babalar günüyle senin doğum gününün aynı güne denk gelmesi babana çok koydu. annense için için kan ağlıyor. küçük emre ise olan bitenin pek farkında değil gibi gözükse de ablasını çok özlüyor. ona 6 yaşındayken aldığımız süperman kostümü hala çekmecesinde duruyor artık kendisine olmadığı halde. ben de bugün mezuniyet foroğtaflarımıza baktım. ne kadar da güzelsin. o en çiğ sarı bile sana yakışıyormuş. zaman zaman ağlayacakmış gibi oldum mezarının başında ama elin hep elimin üstündeydi. hissettim varlığını. gerçi bu çok daha kötü ya, neyse. toprağına bangır bangır "more than words" dinlettim, senden kalan tüm hücrelere iyice işlesin diye, sen duy beni diye. kimi zaman seni çok özlüyorum ve dayanılmaz olabiliyor herşey, ama itiraf etmeliyim ki kimi zaman hiç aklıma bile gelmiyorsun. kendimi kötü hissetmiyorum seni tekrar anımsadığımda. aklımdan bana birazcık olsun huzur vermebilmek için çıktığının farkındayım. ama yine de gözlerim dolu dolu oluveriyor işte. o kadar bayağı ki seni sevdiğimi söylemek mezarın başında. birgün öleceğimi ben de biliyorum ama senin bu konudaki cesaretine gerçekten hayranım. her neredeysen, yanına geldiğimde, burda eksik kalmış olanları beraber dolduracağımızı bir şekilde biliyorum. bu da bana fazlasıyla huzur veriyor. ve artık sen aklıma geldiğinde gülümseyebiliyorum. aynı senin içtenliğinle, aynı seninki gibi kocaman, aynı seninki gibi gürültülü. içimdeki sen de, benimle beraber büyüyor. beraber..

Hiç yorum yok: