23 Haziran, 2007

black satur-mornin'

anlık üzüntülerin kraliçesi olduğumdan mıdır bilemiyorum ama biraz önce evde tek başıma kalmış olmanın verdiği sonsuz özgürlük hissi ile minnoşumu göndermiş olmanın getirdiği karşı konulması imkansız hüznün arasında aldığım ölümcül darbelere karşı koymaya gücüm yok. beni örnek almasının yeterli olmadığını biliyorum. hatta benden iyi olabilmesi için onu teşvik ettiğim bir çok konu var ve başarılı olması ya da olmaması benim onunla duyduğum gururu asla etkileyemiyor. öyle ki, yalnızca varlığı bile benim kendisiyle gurur duymama yeter de artar bile. büyüyebilmesi için, kendi ayakları üzerinde durabilmeyi öğrenmesi gerekiyor. o kadar çatışıyorum ki kendimle. henüz 16 yaşında küçük bir kadın olmasını umursamayarak kendisine akıl danıştığımı unutup, iyi yolculuklar dileyerek kendisine sımsıkı sarıldığımda o, benim için yeniden daha dün annemizin söyleyerek yemek yemesi için yalvararak peşinden koşturduğum, dünkü boklu velet oluveriyor. o zamanlar da ayrılamazdım ki kendisinden. ben onun küçük annesiyim. hayatı boyunca yattığı kat kat şiltelerin altında tek bir bezelye tanesi olmaması için canımı verebilirim.

Hiç yorum yok: