20 Ağustos, 2007

fo(u)rtune

zaman zaman kötü bir özellik olduğunu düşünsem de politik olarak insanları idare etmek genel geçer bir kaide olarak işe yarıyor gibi duruyor. ilişkiler konusunda uzman olduğumu iddia edemem elbet, ancak duygularımın beni nasıl yönlendirdiğinden yola çıkarak geçmiş hatalarımı tekrar etmemek benim elimde. insanlar farklı, ben farklı. beklentilerimi azaltmış olmam asla ve asla çıtayı indirdiğim anlamına gelmiyor. sadece karşımdakine sunduğum esneklik onun birtakım eğilimlerinden kurtulmasına yardımcı oluyor fikrimce. ve bu sırada ben farkına varıyorum ki aslında cümbür cemaat peşinde koştuğumuz şu mutluluk denen "şey" algılarımızı ne kadar açık tutarsak o kadar çabuk ve ana maddesine tezat bir şekilde bir o kadar da büyük geliyor üzerimize koşar adım. gerçekliğinin belirsizliğinden ne kadar ürktüğümü bir kenara bırakırsak, içinde 4 all my life geçen bir mesajın bende sebebiyet verdiği serotonin ve endorfin artışı, babamın süpriz yapıp araba aldığı günki salgı durmuma oranla karşılaştırılamayacak kadar fazla. ufacık tefecik, incir çekirdeğini doldur(a)mayacak jestlerden etkilenmek yakışık almasa da, insanların ö(d)z sularını tatmak ancak onlarla mümkün. ve bugün yine sıradan bir konuşma sırasında bahsettiğim açlığımı dindirmek için onca yolu arşınlayıp gelmek bu çekirdeği 3yüzmilyondolar defa dolduruyor, onun haberi yok.
o zaman kendisi hazır toplantıdayken ben fırsattan istifade edip çığırmak istiyorum: "psst yakışıklı" seni seviyorum!

Hiç yorum yok: